Radikal Gazetesi

Suni döllenme zamanları

 

Numan Bayazıt, 16 yıldır eline doğan bebeklerin sayısını unutan bir jinekolog. Tüp bebek tedavisine yoğunlaşmış, lakin kariyer yapan kadın çok, sperm az!

09/06/2007

PINAR ÖĞÜNÇ

Küçükken ‘Doktor olacağım’ denir, ‘Jinekolog olacağım’ denmez. Ben doktor olmak istediğime de üniversitede tercihleri yaparken karar verdim. Çok küçükken makine mühendisi olmak isterdim, ortaokulda deniz subayı… Tıp okumak, öylesine verilmiş bir karar gibiydi, fakat sonra doktorluğu çok sevdim. Hiç pişman olmadım. Branş seçerken de genel cerrahinin insanın sırtına çok yük bindirdiğini düşündüğümden başa ‘nükleer tıp’ yazdım. Teknolojik, önü açık bir daldı. Kazandım fakat iki yıl sonra hiç sevmediğime karar verdim. O ara ‘infertilite’ işleriyle ilgilenmeye başlamıştım, tekrar sınava girdim ve kadın doğumu kazandım. Bu çok hareketli bir dal. İster kanser cerrahı olursun, ister çocuğu olmayanlarla uğraşırsın, ister doğuma yoğunlaşırsın. Biraz da çekiniyordum. Ne kadar seveceğim? Kadınlarla ilişkilerim değişecek mi? Hiçbir şey değişmiyormuş. Zaten kadın ya da erkek diye ayırmıyorsunuz ki işinizi yaparken. Özel hayatınız başka, bu bir iş. 10 yılı Alman Hastanesi’nde, 16 yıldır kadın doğumcu olarak çalışıyorum. Test etmek için yeter süre.
Hastalarım arasında örtünen de var mankenler de… Bence çok azı erkek bir kadın doğumcuya gelmekten dolayı tedirginlik duyuyor. Hatta bazı kadınlar özellikle erkek tercih ediyor. Çünkü bu, standart davranış tarzlarının dışına çıkmaya, doğum esnasında şaka yapmaya, bağırmaya çok müsait bir branş. Bazı kadın kadın doğumcular bunları yaparken daha rahatlar galiba. Kadınlar halbuki mesafe istiyor, her durumda o sandalyeye uzanmak kolay bir şey değil.

Bu işin en zor kısmı acil durumlar. Gecenin bir vakti bir şey sormak için aranabilirsiniz. On sene sonra hamile kalabilmiş kadın; tabii ki stresli, arayacak… Ben yılbaşı da doğuma geldim, yaş günümde de. Daha çok tüp bebekle uğraşıyorum. Varını yoğunu satıp gelenler, bu iş olmazsa yuvası yıkılacak olanlar var. Bu işin yüzdesi belli, yüzde 55-60. İnsanlara tutmadığını söylemek ayrıca zor. Biliyorsunuz gittikçe artıyor da… Gebe kalma işini 35 yaş sonrasına bırakan kadının ‘Çocuğum olmuyor’ diye doktora gitme ihtimali yüzde 50. Herkes kariyer yapıyor, geç evleniyor. E, zaten tüm dünyada sperm sayısı düşüyor. Doğal döllenme zorlaşıyor yani.
Benim bir oğlum var, eşimin doktoru bendim, ama doğumu ben yaptırmadım. Biraz fazla duygusalım, dışarıda bekledim. Baba olma heyecanını kaçıracaktım, mekanik olmam gerekecekti. İstemedim.

RADİKAL GAZETESİ 09.06.2007

Geri